Anayasanın 101. maddesinde düzenlenen “Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmüne karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “olağandışı hukuk yorumlarıyla” üçüncü kez aday oldu ve yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Hukuki tartışmalar, 14 Mayıs’ın ardından yeni anayasa tartışmalarına kaydı. Seçimin hemen ardından yeni anayasayı gündeme alan iktidar, bu kapsamda çalıştaylar düzenlemeye başladı. Hukukçuların, mevcut Meclis’in “kurucu Meclis” olmadığı gerekçesiyle yeni anayasaya yapamayacağı eleştirileri sürerken Saray’dan yeni “formül” geldi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, 25 Ocak’ta Saray’da gerçekleştirilen “Yeni Anayasa Genel Değerlendirme Çalıştayı”nda konuştu. Kurucu olmayan Meclis’in anayasa yapamayacağı konusuna değinen Uçum, “Bunlara göre yeni anayasa yapma yetkisi sadece savaşlar, darbeler, ülkelerin zorla parçalanması sonucu ortaya çıkan egemendedir. Bu yaklaşım demokrasi ve halk karşıtı bir konuma sürüklenmek demektir” iddiasında bulundu.
TBMM’nin halkın temsil edildiği yer olduğunu söyleyen Uçum, “TBMM, bu özelliğiyle yeni anayasa yapma iradesini ortaya koyduğu anda, yeni anayasa yapmak bakımından cari anayasal düzen normlarıyla bağlı değildir. Çünkü bu karardan sonra yeni anayasa yapımı bakımından artık eski anayasal düzene göre kurulu bir organ değil, toplumsal ve siyasi meşruiyet fonksiyonunu kullanan temsili kurucu iradedir. Milletin doğrudan egemenlik kullanması ve seçilmiş temsilcilere anayasanın üstünde temsili kurucu irade görevi vermesi hiçbir şekilde yasaklanamaz” diye konuştu. Uçum, TBMM’nin temsili kurucu irade olarak yeni anayasa yapım sürecini yürütürken Anayasa Mahkemesi (AYM) denetimine de bağlı olmayacağını savundu.
‘ELEŞTİRİLERİ AŞABİLMEK İÇİN MANEVRA’
Cumhuriyet’e konuşan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, Uçum’un açıklamalarının “yeni anayasa için kurucu Meclis olması gerektiği yönündeki eleştirileri aşabilmek için manevra” olarak gördüğünü söyledi.
“Bizim Meclisimiz, ‘kurulu iktidar’ kullanıyor; yani anayasa değişikliği yapma yetkisi var. Anayasanın 175. maddesinde tarif ediliyor. Ona göre yapabilir. Tümüyle yepyeni bir anayasa yapmak içinse ‘kurucu Meclis’ niteliğine haiz olması gerekir” diyen Boyunsuz, şöyle konuştu: “Tabii ki darbe olması gerekmez, başka demokratik koşullar da var ama bir meclisin kurucu meclis niteliğine sahip olması için demokratik meşruiyetinin, temsil gücünün tam olması lazım. Herhangi bir baraj olmaksızın, anayasa yapmak için seçilmiş olması lazım. Eğer yepyeni anayasa yazılacaksa, demokratik koşullarda yapılmış bir seçimle kurucu Meclis oluşturulması ve oradan çıkan metnin halkın onayına sunulması gerekir.”
‘MEŞRULUĞU OLMAZ’
Anayasa hukuku teorisinde demokratik katılım, ifade özgürlüğü gibi birtakım temel önkoşulların olduğuna işaret eden Boyunsuz, “Bu açılardan baktığımızda bu temel önkoşulların mevcut olmadığını görüyoruz. Biraz şuna benziyor: ‘Biz anayasa değişikliği yapacak çoğunluğu Meclis’te çıkaramayız, basit çoğunlukla kanun yapar gibi anayasa yapalım.’ Öyle bir şey yok. Onun demokratik meşruluğu olmaz. Zaten Türkiye’de demokrasinin önkoşulları da yok. Her türlü özgürlük baskı altında. Önlerindeki bazı anayasa açısından zor olan tekrar seçilmeyi engelleyen durumlar, yüzde 50+1 kuralı gibi konuları aşabilmek için bu tür manevraları belli aralıklarla yapıyorlar. Demokratik anayasalar böyle yapılmaz” dedi.
‘KENDİLERİNE GÖRE KESİP BİÇECEKLER’
Başkanlığını eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un yaptığı Milli Merkez Hareketi’nin Ankara Temsilcisi ve Sözcüsü, eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, Uçum’a, “Soyadı gibi bu konuda yüksekten uçmuş gibi gözüküyor. Anayasayı, evrensel hukuk kurallarını, toplumsal sözleşmenin şartlarını bir anlamda göz ardı ederek, kendine göre niyetini hayata geçirecek adımlarla hukuku eğip bükmeye çalışıyor” dedi.
“Sıfırdan anayasa yapmak yalnızca kurucu meclislerin görevidir” değerlendirmesinde bulunan Söylemez, “Anayasanın değişmedik yeri kalmamış. Bütün dertleri herhalde değişmez maddelere nasıl dokunabiliriz, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nı nasıl Ortadoğu’daki emsalleri gibi sınırsız ve süresiz yapabiliriz. Başka türlü Uçum’un söylediği lafların akla, hukuka, çağdaş devletlerdeki uygulamalara yakın-uzak bir benzerliği yok. Bence niyetlerini takiye yaparak gizlemeye çalışıyorlar” diye konuştu.
Söylemez şöyle konuştu: “Uçum bu konuda bence bir otorite de sayılmaz. Kendilerine göre kesip biçip, anayasa yapmak istiyorlar. Meclis’i biz, sıfırdan anayasa yapsınlar diye seçmedik. İktidar, mevcut anayasaya göre yemin etti. Sıfırdan yapma hakkını kim verdi?”